17 Mayıs 2015 Pazar

İLK YAZI

Neredeyse iki aydır bu yazıyı yazmaktan kaçıyorum. Bunun en büyük nedeni ise bu yazının "Keçeci Kütüphanesi" nin ilk yazısı olması. Çünkü başlangıçlar her zaman zordur. Ne diyeceğini, ilk cümleyi nasıl kurması gerektiğini bir türlü bilemez insan. İşte ben de şu anda aynı zorluğu yaşıyorum. Bu sebeple ilk yazımı kısa tutacağım.

Görsel alıntıdır.

Her şeyin hızla değiştiği günümüzde bir insanın blog açması, üstelik bu blogun bir de kitaplar üzerine olması ne kadar mantıklı bir iş bilemiyorum. Kendimce yorumladığım kitaplar ve gözlemlerim üzerine yazdıklarımı okuyan kaç kişi çıkar bilmiyorum. Ancak bu hayatta hâlâ kitaplara, ayrıntılara, insani değerlere, adalete vb. değer veren birilerinin olduğuna inanmak ve bunu görmek istiyorum. Ve de düşüncelerimin uçup gitmesine izin vermeyip onları yazıya dökmek... Nitekim "ancak yazıya geçmiş düşüncenin bir değeri vardır. Geri kalanlar boş çırpınmalardan, rüzgârın alıp götürdüğü bir saatlik hayallerden başka bir şey değildir." (Emile Zola)
Uzun soluklu bir yolculuk olması dileğiyle...
Vira bismillah.

2 yorum:

  1. Her şeyin ilki özeldir.Mesela bu yazı gibi:)Ben hala bahsetmiş olduğun şeyleri zaman zaman hatta çoğu zaman yaşıyorum.Acaba ilk hangi cümle ile başlasam?Acaba nasıl bir giriş yapsam diye.Nitekim aşağı yukarı 4 sene olacak:) O kadar kitap paylaştım giriş yapmakta zorlanıyor insan.Ancak bir başlayınca gerisi çorap söküğü gibi geliyor.Bu durumda ilk mesaji ben atmış oluyorum yanılmıyorsam bloğa.Özel bir an daha:) Uzun soluklu olur inşallah.Bir insanın kitap okuyup onu yorumlaması çok özel bir şey bence.Sen yazmaktan çekinme ben hep okurum:) Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dileklerin için çok çok çok teşekkür ederim. Haklısın, her şeyin ilki özeldir ve de blogumun ilk yorumunu yapan kişi olarak sen de özel olacaksın :) İnşallah uzun soluklu bir yolculuk olur. Bloguma hoş geldin :)

      Sil