Bir türlü yazılarını düzenli bir şekilde yazamayan Keçeci Kütüphanesi'nden herkese merhaba,
Eğer Türk dili ve edebiyatı öğretmeniyseniz ya da çevreniz tarafından "edebiyatla ilgili" şeklinde tanımlanıyorsanız sıkça karşılaştığınız birkaç soru vardır. Bunlardan biri "En çok hangi şairi seviyorsun?" anlamına gelen sorulardır. Sizi bilmem ama ben bu sorudan nefret ediyorum.
Nefret etmemin birkaç nedeni var elbette. Bunlardan biri bu soruyu soranların %80'inin cevabınıza göre sizin etiketlemesi. Örneğin; cevabınız Nazım Hikmet ise ayrı, Necip Fazıl ise ayrı bir kategoriye (!) sokulursunuz.
Diğer bir neden ise bence bir şairi seviyorum demek onun şiirlerinin en azından %90'ını seviyorum demektir. Edip Cansever'i seviyorum dediğimde bütün şiirlerinin toplandığı iki ciltte yer alan şiirlerin hemen hemen tümünü seviyorum demiş olurum mesela.
Oysa bana göre durum böyle değildir. Bazen bir şairin milyon tane şiirinin içinde sadece bir tanesini seversiniz. Hatta bazen de o milyon tane şiir içinde sadece bir mısra sizi etkiler.
İşte bu yüzden ben hiçbir zaman "Aaaa şu şairi çok severim." demem. Blogumda da bu nedenle bu kategorinin adı "şiirler/mısralar" oldu.
Uzun bir girişten sonra gelelim bugünkü yazımızın konusuna. Bugün Cahit Zarifoğlu'nun hangi şiirleri/mısraları beni etkilemiş sizlerle onları paylaşacağım.
Görsel alıntıdır.
Benim Zarifoğlu ile tanışmam 2007 yılında, üniversite 1. sınıfta Hece dergisi sayesinde olmuştu. Doğrusu o tarihten öncesinde hiç duymamıştım ismini. Hece dergisi o yılın Haziran özel sayısını Cahit Zarifoğlu'na ayırmıştı. Biz üç arkadaş Cahit Zarifoğlu'nu daha önce hiç duymadığımızı söylediğimiz zaman Hüseyin Su çok şaşırmıştı. Doğrusu hem çok utanmış hem de çok kızmıştım kendime. Bir edebiyat öğrencisi olarak nasıl bilmem demiştim.
Şimdiki nesil ise kendisini "Yedi Güzel Adam" dizisinden dolayı yakinen biliyor. Ama bana göre malesef ki yanlış biliyor. Zarifoğlu'nun sadece dizinden bilenler onu aşkına kavuşamamış, imkânsız bir aşka tutulmuş şair olarak görüyorlar. Ne acı!
Zarifoğlu'nun şiirleri Beyan Yayınları tarafından "Şiirler" adı altında tek kitapta yayımlandı. Şiirler'in içinde "İşaret Çocukları (1967), Yedi Güzel Adam (1973), Menziller (1977), Korku ve Yakarış (1985)" kitapları yer alıyor. Bir de sonunda "Ek" bölümü var ki burada Zarifoğlu'nun daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerine yer verilmiş.
Gelelim benim en beğendiğim Zarifoğlu şiirlerine... Doğrusu ilk satırından son satırına kadar sevdiğim sadece iki şiiri var Zarifoğlu'nun. Ben daha çok mısralarını sevdim. Benim bam telime dokunan şiirlerini ve mısralarını hiç yorum yapmadan sizlerle paylaşıyorum.
"...ah şu yalnızlık
kemik gibi
ne yanına dönsen batar"
(Çağın Küçük Bulanığı, s. 247)
"Tam şimdi ipe koşan
beni elleriyle alkışlayan
ağrıyan bir gün geliyor."
(Sevmek de Yorulur, s. 36)
"Güzel kılınan sen
Beni de kutsal sıvamaktasın."
(Çoğalmak, s.223)
"Dünyanın döne devrile geldiği noktada
Hıncahınç bir stadda
Bitiverdi eşya
Ve dünya dostluğu."
(Stad, s. 277)
"Bahar geçti de açmadı çiçek badem dalları
Bu kara toprak lafzı
Şek mi var sende ey mahcup kalbim
Ki kollanamazsın bir türlü korkularından ölümün."
(Özetler, s. 283)
"Aşabilsem boğulmalarını ömrümün
Bir çocuk havliyle geçsem sevgisiz ıssızları."
(İkinci Ayna, s. 299)
"Hayır bugün hiçbir kimseyi alkışlamıyorum
Ve onların dikilip içi yumurta çürüğü kokan
kristal fanuslarına bakadurdukları gibi bakıp durmuyorum
Ve bazı bey allıkların dediği gibi
Sadece yürek arılığını arı bulmuyorum."
(Zahmet Vakti, s. 353)
"Kardeşim dedim
Acılarıma da kardeş olur musun"
(Acılarıma da Kardeş Olur musun, s. 427)
"Bir incelik gösterin
İncinmesin yüreğim"
(Ilık Kocaman Bakışlar, s. 448)
"Eyvah hüzün bu
Eyvah hüzün yine
Çatında alnımın"
(Biliyorum Çok Geç Oldu, s. 450)
"Bohçam boş
Öteberim eksik
Azığım kuru
Canım aç
Yüzüm sana çevrili
Adımım sana
Irmaklarına
Bir lokma suyla geldim, su denmez
Kabul ola affola"
(Lokomotif-Reca, s.463)
"Seçkin
Bir kimse değilim
İsmimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boş bir rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa yanmaya razıyım
Kolaysa affı esirgeme
Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum."
(Sultan, s. 491)
"Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düşmüş sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kimbilir, rüzgarlı eteklerinle
Kimbilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deli gibiyim sensiz
Bu sensizlikle
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sessizlikle"
(Anılar Defterinde Gül Yaprağı, s. 492)
Sanırım baya uzun bir yazı oldu :) Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizin Zarifoğlu'ndan sevdiğiniz şiirler ya da mısralar var mı? Varsa hangileri?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder