24 Haziran 2015 Çarşamba

ŞİİRLER/MISRALAR - CAHİT ZARİFOĞLU

Bir türlü yazılarını düzenli bir şekilde yazamayan Keçeci Kütüphanesi'nden herkese merhaba,
Eğer Türk dili ve edebiyatı öğretmeniyseniz ya da çevreniz tarafından "edebiyatla ilgili" şeklinde tanımlanıyorsanız sıkça karşılaştığınız birkaç soru vardır. Bunlardan biri "En çok hangi şairi seviyorsun?" anlamına gelen sorulardır. Sizi bilmem ama ben bu sorudan nefret ediyorum. 
Nefret etmemin birkaç nedeni var elbette. Bunlardan biri bu soruyu soranların %80'inin cevabınıza göre sizin etiketlemesi. Örneğin; cevabınız Nazım Hikmet ise ayrı, Necip Fazıl ise ayrı bir kategoriye (!) sokulursunuz. 
Diğer bir neden ise bence bir şairi seviyorum demek onun şiirlerinin en azından %90'ını seviyorum demektir. Edip Cansever'i seviyorum dediğimde bütün şiirlerinin toplandığı iki ciltte yer alan şiirlerin hemen hemen tümünü seviyorum demiş olurum mesela. 
Oysa bana göre durum böyle değildir. Bazen bir şairin milyon tane şiirinin içinde sadece bir tanesini seversiniz. Hatta bazen de o milyon tane şiir içinde sadece bir mısra sizi etkiler. 
İşte bu yüzden ben hiçbir zaman "Aaaa şu şairi çok severim." demem. Blogumda da bu nedenle bu kategorinin adı "şiirler/mısralar" oldu.
Uzun bir girişten sonra gelelim bugünkü yazımızın konusuna. Bugün Cahit Zarifoğlu'nun hangi şiirleri/mısraları beni etkilemiş sizlerle onları paylaşacağım.

Görsel alıntıdır.

25 Mayıs 2015 Pazartesi

HANIM ANA'NIN CENAZE TÖRENİ - GABRIEL GARCIA MARQUEZ

Gabriel Garcia Marquez denince aklıma ilk önce "Yüzyıllık Yalnızlık" romanı denir. Ne güzel bir kitaptır o. 2008 yılında bir solukta okumuştum. İlk sayfadan itibaren sizi kendi dünyasına çeker ve elinizden kitabı bırakamazsınız. 
Yüzyıllık Yalnızlık'tan sonra Gabriel Garcia Marguez'den herhangi bir kitap okumamışım nedense. Hanım Ana'nın Cenaze Töreni ile Marquez okumalarına yeniden başladım. Bundan sonra sırasıyla okumak istediklerim ise Kırmızı Pazartesi, Kolera Günlerinde Aşk, Benim Hüzünlü Orospularım ve İyi Kalpli Erendira. 
Gelelim Hanım Ana'nın Cenaze Töreni'ne...

17 Mayıs 2015 Pazar

İLK YAZI

Neredeyse iki aydır bu yazıyı yazmaktan kaçıyorum. Bunun en büyük nedeni ise bu yazının "Keçeci Kütüphanesi" nin ilk yazısı olması. Çünkü başlangıçlar her zaman zordur. Ne diyeceğini, ilk cümleyi nasıl kurması gerektiğini bir türlü bilemez insan. İşte ben de şu anda aynı zorluğu yaşıyorum. Bu sebeple ilk yazımı kısa tutacağım.

Görsel alıntıdır.